Ekonomi

Merkez bankaları 2023’te altın rezervlerini artırdı

Emre ERGÜL

Merkez bankalarının “güvenli liman” altına olan ilgisi artıyor. Dün­ya Altın Konseyi’nin (WGC) ha­ziran ayı raporuna göre, altın alı­mında 2022 rekoruna çok yakla­şıldı. “2024 Merkez Bankası Altın Rezervleri” raporuna göre, 2023 yılında dünya genelinde merkez bankalarının yaptığı altın alım­ları, yıllık bazda tarihin en büyük ikinci altın alımı oldu.

Araştırmaya göre, 2023 yılında merkez bankaları rezervlerine bin 37 ton altın daha ilave etti. Bu tüm zamanların rekoru olan bin 82 ton­luk altın alımının hemen gerisinde kaldı. Rapor için yapılan ankete gö­re, merkez bankalarının yüzde 29’u “Altın rezervlerini daha da artıra­caklarını” dile getirdi. Bu, Altın Kon­seyi’nin bu anketi başlattığı 2018 yılından bu yana en yüksek oran… Merkez bankalarının üçte ikisinden fazlası, yani yüzde 68’i “Rezervler aynı kalacak” derken; yüzde 3’ü de “Rezervler azalacak,” yani altın satı­şı yapacaklarına işaret etti.

Raporu manşete taşıyan Ame­rikan Fox TV’ye göre, merkez ban­kalarının bu alımlarını, altının enf­lasyondan korunma yeteneğine bağladı: “Merkez bankalarının al­tın rezervi tutma kararlarında göz önünde bulundurduğu en önem­li faktörler, altın rezervinin enflas­yondan korunma ve uzun vadeli değer saklama aracı olarak hizmet edebilmesi (yüzde 42 oldukça ala­kalı, yüzde 46 biraz) ve kriz zaman­larındaki performansıydı (yüzde 47 oldukça yüksek, yüzde 35 biraz).”

Ankete göre altın portföyü karar verme sürecinde en az önemli olan faktör altının dolarsızlaştırma poli­tikasının bir bileşeni olarak hizmet etmesi oldu; yüzde 68 bunun ilgili bir faktör olmadığını söylerken yüz­de 21 bunun yalnızca marjinal ola­rak dikkate alındığını söyledi.

UBS raporu: Ana faktör zayıf ABD doları

Altının yükselişi, İsviçreli ban­kası UBS’in raporuna da yan­sıdı. “Merkez bankaları son birkaç yıldır aktif ve yoğun bir şekilde al­tın satın alıyor” denilen raporda altının “enflasyona karşı korun­ma, piyasa stresi sırasında çeşit­lendirme ve ekonomik çalkantı zamanlarında güvenilir bir varlık olma” rolünün altı çizildi: “2023 sonu itibarıyla merkez bankası­nın altın stoku 37 bin metrik ton civarında olup, bu da toplam mer­kez bankası döviz rezervlerinin yüzde 16.7’sini temsil etmekte­dir. Gelişmiş ülkeler en büyük re­zervlere sahip olup, ABD, Alman­ya, İtalya ve Fransa ön plandadır. Yine de gelişmekte olan piyasalar Rusya ve Çin’in kayda değer artış­larıyla hızla altın biriktiriyor. Bu alımlar, varlıkları çeşitlendirme­ye ve ABD doları, euro, Japon yeni ve İngiliz sterlini gibi başlıca para birimlerine olan bağımlılığı azalt­maya yönelik daha geniş bir hare­ketin parçası.”

“İleriye baktığımızda, altın ta­lebi merkez bankalarından sağ­lam bir destek alıyor. Önümüz­deki birkaç yıldaki diğer bir fak­tör, zayıf ABD dolarına ilişkin görünümümüz olabilir. Geliş­mekte olan piyasalardaki mer­kez bankaları, para birimleri ABD karşısında değer kazandığında döviz piyasalarına müdahale et­me eğilimindedir. Gelişen piyasa merkez bankalarının döviz piya­sasına müdahaleleri sonucunda döviz varlıklarını potansiyel ola­rak artırması nedeniyle, daha da fazla altın satın alma ihtiyacı orta­ya çıkabilir.”

Bankanın öngörüsü ise altın fi­yatlarının yıl sonuna kadar 2 bin 600 dolara, 2025 ortasına kadar da 2 bin 700 dolara çıkması…

BoA: Altın 18 ay içinde 3 bin dolar olacak

Altının yükselişi sürer mi? Bank of America analistlerine göre, “kesinlikle evet.” Bankanın son yayınladığı notta, analistler, mevcut piyasa koşullarının ciddi artışı desteklemese de altın fiyatlarının önümüzdeki 12 ila 18 ay içinde ons başına 3 bin dolara yükselebileceğini öngördü. Bu da dünkü piyasa değeri itibarıyla altının yatırımcısına yüzde 28 kazandırabileceği anlamına geliyor.

Analistler nota şu yorumu ekledi: “Devam eden merkez bankası alımları da önemli ve döviz portföylerinde USD’nin payının azaltılmasına yönelik bir baskı muhtemelen daha fazla merkez bankası altın alımına yol açacak.”

TCMB 6 tonla mayısta en çok altın alan ikinci merkez bankası oldu

Dünya Altın Konseyi’nin (WGC) raporuna göre, merkez bankaları mayıs ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) ve diğer kamu veri kaynakları aracılığıyla 10 ton net alım bil­dirdi. Ay boyunca talep ılımlı­laştı: aylık brüt alımlar 23 tona düştü ve 12 tonluk brüt satışlar­la dengelendi.

WGC’nin yayınladığı verilere göre, mayıs işlemleri gelişen pi­yasa merkez bankaları tarafın­dan yönetildi. Polonya Merkez Bankası ay boyunca en büyük altın alıcısı (10 ton) olurken, onu 6 tonla Türkiye Merkez Bankası, 4 tonla Hindistan Merkez Bankası ve 3 tonla Çek­ya Merkez Bankası izledi.

WGC şu yorumu yaptı: “2024 yılında brüt alım ve sa­tımlar geçen yılın aynı dönemi­ne göre düşük olsa da alım gücü devam ediyor. Gelişmekte olan piyasa bankaları hem alım hem de satışların ana itici gücüdür. Singapur Para Otoritesi, altın rezervlerini artıran tek geliş­miş piyasa bankası olmaya de­vam ediyor.”

Altında merdiven etkisi: “Bir daha 2 bin 200 doların altını görmez”

Başlıktaki iddianın sahibi MarketVector Endeks’in Pazarlama Başkanı Joy Yang’e ait… Yang, Kitco News’a verdiği röportajda, “Fiyat hareketinin her yükselişten sonra yeni bir temel oluşturması nedeniyle altın fiyatlarının merdiven basamağı şeklinde yükselmesini bekliyorum” dedi. Altın fiyatlarının yılın başında ons başına 2 bin dolarda sağlam bir taban oluşturduğunu söyleyen MarketVector yetkilisi “7 ay sonra bu taban 200 dolar arttı. Altın kesinlikle yeni ve rahat bir aralıkta. Bir daha da 2 bin 200 doların altına ineceğini sanmıyorum.”

Altın satın alan ve tutan yatırımcıyı “makro odaklı” olarak nitelendiren Yang, merkez bankalarına dikkat çekti: “Merkez bankalarının neden altın tuttuğuna bakarsanız, bunun aslında pozisyonlarını korumak, portföylerini çeşitlendirmek olduğunu görürsünüz” dedi. Yang’e göre, altındaki bir sonraki yükseliş, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz oranlarını düşüreceğini açıkça belirtmesinin ardından gelecek. (Şu anda piyasalar, Fed’in eylül ayında gevşeme döngüsüne başlayacağı ihtimalini yüzde 60’ın üzerinde fiyatlıyor.)

“Altın yılın ilk 6 ayında %12 yükselerek iyi performans sergiledi”

Dünya Altın Konseyi, ons altı­nın 2024 yılında yıllık bazda yüzde 12 artış göstererek ve çoğu önemli varlık sınıfını geride bıra­karak oldukça iyi bir performans sergilediğini bildirdi: “Altın şim­diye kadar devam eden merkez bankası alımları, Asya yatırım akışları, dirençli tüketici tale­bi ve jeopolitik belirsizlikten ya­rarlandı. İleriye baktığımızda ya­tırımcıların aklındaki en önem­li soru, altının ivmesinin devam edip edemeyeceği ya da hızının tükenip tükenmediği…”

WGC raporda şu değerlendir­meleri yaptı: “Birkaç istisna dı­şında, küresel ekonomi, düşük ancak yine de rahatsız edici enf­lasyonun ortasında, faiz indirim­leri için istekli olan dalgalı bü­yüme göstergeleri gösteriyor. Pi­yasanın görünümü de çok farklı değil. Analizimiz, bugün altın fiyatının yılın ikinci yarısı için konsensüs beklentilerini yansıt­tığını gösteriyor. Ancak işler na­diren planlandığı gibi gider. Kü­resel ekonominin yanı sıra altın da bir katalizör bekliyor gibi gö­rünüyor.

Altın için katalizörün, Batılı yatırım akışlarını çeken gelişmiş piyasalardaki düşen fa­iz oranlarının yanı sıra, rehavete kapılmış bir hisse senedi piya­sası ve süregelen jeopolitik geri­limler arasında kabaran riskler­den korunmak isteyen küresel yatırımcıların devam eden des­teğinden gelebileceğine inanı­yoruz. Altının görünümü elbet­te risksiz değil. Merkez banka­sı talebinde büyük bir düşüş ya da Asyalı yatırımcıların yaygın kar alımları performansını dü­şürebilir. Ancak bu haliyle küre­sel yatırımcılar, altının sağlam varlık dağılımı stratejilerindeki rolünden faydalanmaya devam ediyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu